Dünya markalarıyla rekabet ediyoruz
Karakoç Kalıp Genel Müdür Yardımcısı Atilla Ataç ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Karakoç Kalıp Genel Müdür Yardımcısı Atilla Ataç ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Türkiye’deki sektörlerin ihtiyacını biliyor ve gelişmekte olan trendi yakından takip ediyoruz”
Sorularımıza geçmeden önce sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?
Yaklaşık 30 yıldır makina sektörü içerisindeyim. Eğitim hayatım ve askerlik süreci sonrasında iş hayatıma önce tekstil sektöründe Bakım Sorumlusu olarak başladım fakat bu süreç çok kısa sürdü. Daha sonra iş dünyasında sektör duayeni olan Coşkunöz Holding’in kurucusu rahmetli Kemal Coşkunöz’ün; “Bakımcılıkta dar bir alanda kalırsın, Türkiye’de makinecilik gelişecek. Gel bu işi öğren, kendini geliştir” şeklinde ısrarı ve yönlendirmesiyle makina sektörüne geçtim. Bu benim meslek hayatımı etkileyen en önemli olaydır. Burada üretim ve satış sonrası hizmetlerden edindiğim kazanımları satış ve pazarlama süreçlerinde kullanarak sektörde 30 yıl gibi uzun bir zaman geçirdim. Bu 30 yıllık iş hayatım, çalıştığım şirketlerde her zaman; Türkiye’de yapılamayanı yapmak, sektörlerin ihtiyaçları olan makinelerin üretimlerinde bulunmak, devamlı araştırmalar yapmak, yabancıların Türkiye’ye sattıkları ve satmaya çalıştıkları makinelerle rekabet etmekle geçti. Halâ da çalışma hayatım bu şekilde devam ediyor. Özellikle halen yöneticiliğini yaptığım Karakoç Şirketi’nin sahipleri Sayın Remzi Karakoç ve oğlu Tolga Karakoç’un da aynı referansta olması dolayısıyla firmanın yöneticiliğine başladığım 2007 yılından itibaren ürettiğimiz Pres makinelerinin her zaman Türkiye’de ilklerini yapmanın gururu yaşıyoruz.
Firmanızın kısa tarihçesi, organizasyon yapısı ve faaliyet alanları hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Kurucumuz Remzi Karakoç, üniversiteden mühendis olarak mezun olduktan sonra bazı sanayi kuruluşlarında mühendislik yapmış, iş hayatına ise Konya’da küçük bir atölyede kalıpçılık yaparak başlamıştır. Temsa ve İzmir Opel firmasına; kalıp, soğuk şekillendirilmiş sac parça ve fikstür üretmiştir. Otomotiv sanayisinin gelişim gösterdiği 2000’li yılların başında ise Bursa’ya taşınarak şimdi bulunduğumuz fabrika binasını inşa etmiş ve Bursa’da faaliyetlerine devam etmiştir. O dönemlerde kullanılmış ithal Pres furyasına kendisi de katılmış ve yurtdışından bir Pres hattı getirerek otomotiv yan sanayisine parça basmaya başlamış, bunun yanı sıra kalıp atölyesine makine ve nitelikli personel yatırımı yaparak kalıp tasarım ve üretim kapasitesini büyütmüştür. Pres hattında yaşanan sıkıntılar nedeniyle kendi dinamikleri içinde yaşadığı sıkıntılardan edindiği deneyimlerle Pres imalat denemeleri yapmıştır. Daha sonra bunu bir adım daha ileriye taşıyarak bir imalat alanı haline getirmek için yeni bir fabrika binası inşa etmiş ve 2007 yılında beni de gruba davet ederek bu alandaki faaliyetlerini yoğunlaştırmaya karar vermiştir. 2011 yılının ikinci yarısından itibaren de Remzi Karakoç’un oğlu Tolga Karakoç‘un girişimcilik yönünün ileri çıkarmasıyla Türkiye’de ilk defa % 100 yerli İnsert kesici takımlar üretime başladılar. Özellikle bu kulvar, dünyada tekel gruplarının elinde olması nedeniyle Türk ekonomisine önemli katkısı nedeniyle stratejik bir girişimdir. Cesaret isteyen ve yoğun sermaye katkısı olması gereken bir iş kolu olması, çılgın Türklerin nelere kadir olduğunun bir örneğidir. Bu üretim koluyla Karakoç üç ana grupta faaliyette bulunmaktadır. Bunlar; Karakoç Otomotiv, Kalıp ve KLP Makine grubu iki çatı altında, KLP kesici takımlar grubu ise NOSAB’da ayrı bir fabrikamızda faaliyetlerini sürdürmektedir.
Hizmet verdiğiniz sektörlerden bahseder misiniz? Mümkünse referanslarınızdan bazılarını bizlerle paylaşır mısınız?
Başta otomotiv sektörü olmak üzere; beyaz eşya, savunma, inşaat, enerji, dayanıklı tüketim ve son dönemlerde özellikle Avrupalı otomotivcilerin üretim üssü olma yolunda büyük adımlar atmış olduğu kalıpçılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz.
Teknolojik gelişmeleri üretim sürecine dâhil ediyor musunuz? Makina parkınızdan ve teknolojinizden bizlere bahseder misiniz?
Biz yatırım malı üretiyoruz. Türkiye’de yatırımlar lineer performanslı bir atılım çizgisi göstermediği için makine üreticilerinin en büyük handikabı; üretim araçlarını, makine ve tezgâh parklarını geliştirememeleridir. Ama eğer tam anlamıyla makine yapacağım diyorsanız, mümkün olduğunca reel makine parkına sahip olmanız gerekir. KLP Makine Grubu olarak bir Presin üretiminde bulunması gereken; CNC Bohrwerk, CNC köprü tipi işleme merkezleri, CNC dik torna, uzun bankolu yatay tornalar ve bilgisayar kontrollü gerilim giderici cihazlarımız bulunmaktadır. Ayrıca makina tasarımlarında proje ekibimizin kullandığı mühendislik programları ve alt yapımız da oldukça iyidir.
Fabrikanız, üretim hatlarınız ve yıllık üretim rakamlarınız hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Yukarıda bahsettiğim gibi yatırım malı ürettiğimiz için her atölyede bulunması gereken sac işleme makinesini üretiyoruz. Bu nedenle bir presin tüm aşamalarını yapabilecek makine ve ekipmana sahibiz. Zaten bunlar olmazsa makina yapıyoruz demenin bir anlamı olmaz. Yoksa yaptığınız iş taşıma suyla değirmen çalıştırmaya benzer.
Firma olarak sektörü ve sektörde faaliyet gösteren firmaları göz önünde bulundurduğunuzda gelişmiş ülkelerle ürün kalitesi ve fiyat açısından rekabet edebilecek düzeyde olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Biz bu işe başlarken kendimize bir hedef koyduk ve misyon belirledik. Türkiye’de bizim alanımızda faaliyet gösteren ve Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak düzeyde firmalar elbette var. Ama eğer üretim sayısı olarak ele alınırsa Türkiye’de yatırımlar çok sınırlı olduğu için zaten bu firmaların üretimleri yetersiz kalır ve yukarıda sorduğunuz üreticilerin teknolojik yatırımlar yapmalarına yönlenmeleri daha hareketli olurdu. Firma olarak biz, Türkiye’de gelişen sektörlerin ihtiyaçlarını biliyoruz. Gelişmiş ülkelerde de trendin nerelere gideceğini takip ediyoruz. Konvensiyonel tezgâh üretiminde Türkiye’nin, gelişmiş ülkelerde belli bir pazar yoğunluğu var. Biz biraz daha farklı bir konumdayız. Genellikle müşterilerimize anahtar teslim proje sunan bir tecrübeye sahibiz. Butik projeler dediğimiz özellikle son zamanlarda Avrupa ve Uzakdoğu’nun kullanmaya başladığı Servo teknolojilerinin içindeyiz ki biz ilk projemizi 5 sene önce gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yılda bunu biraz daha geliştirilerek daha güçlü bir Pres üretimini gerçekleştirdik. İş bu çalışmalarda şunu gördük ki, sektörümüzde dünyanın bir numarası olan firmayla yarışmışız. Baştan sıkıntılar yaşansa da bize gelen geri bildirimlere baktığımızda oldukça iyi bir noktada olduğumuzu gördük.
Kalıp sektöründe satış sonrası servis ve yedek parça temini öncelikli konular arasında yer alıyor. Firma olarak bu noktada sunmuş olduğunuz hizmet ve ayrıcalıklardan bahseder misiniz?
Kalıpçılık, kendi iç dinamikleri içerisinde gelişiyor. Bunun için makine ve preslerde olduğu gibi satış sonrası servis gibi bir alan oluşmadı. Ancak Kalıp Proje tasarımı, ön üretim, hassas işleme, alıştırma, deneme, test gibi çeşitli aşamalarda küçük orta ölçekli firmalar oluşmaya başladı ki bu çok önemlidir Hem komple üretim zamanları öne çekilmesi hem de maliyetlerin düşürülmesi açısından sıkıntılı eşiklerin aşılması Türk kalıpçılığını birkaç basamak yukarı taşıyacaktır. Karakoç Kalıp ve Karakoç KLP Pres olarak bu sektörün üretiminin her aşamasında bulunuyoruz.
Mevcut yatırımlarınız, ileriye dönük proje ve hedefleriniz ile ilgili bizleri bilgilendirir misiniz?
Şu an için makine anlamında pek yatırımımız olmayacak. Ancak bazı yurtdışı ve yurtiçi teklif çalışmalarımız var. Tüm sektörlerde olduğu gibi biz de gelecek projelerin durumuna göre pozisyon alacağız. Ancak daha önce de belirttiğim gibi Karakoç KLP Pres olarak ve KLP kesici takımlar grubu olarak hep daima ileriye dönük çalışmalarımız ajandamızda bulunmaktadır. Bu çalışmaları fırsatlar oluştukça yürürlüğe sokacağız. Presler olarak gündemimizde yeni projeler var zaten ve bunlar başladığında sektörün haberi olacaktır. Kesici uçlarda da yeni çalışmalar yapılıyor. Uçları kullananlardan güzel geri bildirimler gelmeye başladı. Burada biraz sabırlı olmak gerekiyor. Bazı ilave yatırımlarla, özellikle global pazarlarda söz sahibi olan markalarla yarışır hale geleceğiz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Türkiye, kalıpçılık alanında Avrupa’nın çekim alanında çok güzel çalışmalar yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Geçtiğimiz sene yaşanan terör olayları nedeniyle çok ciddi sıkıntılar ve oldukça maliyetli mağduriyetler yaşandı. Bir rüzgâr yakalanmıştı diyebileceğimiz sürece girilmişti. Bu rüzgârın başka coğrafyalara esmesinin önü kesilmeli. Türkiye’yi reel sektör taşıyacak. Kendi içinde dönen inşaat sektörünün teşvik edilmesi kısır bir döngüden ileriye gidemez.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Hidrolik Pnömatik Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.